İlgili Sonuçlar

• eklem (n.)
  وصل
  daha fazlası ...
• gelmek (v.)
  وصل
  daha fazlası ...
• varmak (v.)
  وصل
  daha fazlası ...
• erişmek (v.)
  وصل
  daha fazlası ...
• makbuz (n.)
  وصل
  daha fazlası ...
• uzanmak (v.)
  وصل
  daha fazlası ...
• ulaşmak (v.)
  وصل {[ِ وُصُولاً إلى}
  daha fazlası ...
• kavşak (n.)
  وصل
  daha fazlası ...
• yetişmek (v.)
  وصل {[ِ وُصُولاً إلى}
  daha fazlası ...
• birleştirmek
  وصَل
  daha fazlası ...
• bağlama (n.)
  وصل
  daha fazlası ...
• iliştirmek (v.)
  وصل
  daha fazlası ...
• mafsal (n.)
  وصل
  daha fazlası ...
• bağlamak (v.)
  وصل
  daha fazlası ...
• bağlantı (n.)
  وصل
  daha fazlası ...
• gelmek (v.)
  وصل إلى
  daha fazlası ...
• ermek (v.)
  وصل إلى
  daha fazlası ...
• varmak (v.)
  وصل إلى
  daha fazlası ...
• bağlamak (v.)
  وصل بين
  daha fazlası ...
• erişmek (v.)
  وصل إلى
  daha fazlası ...
• katılmak (v.)
  وصل بين
  daha fazlası ...
• uzanmak (v.)
  وصل إلى
  daha fazlası ...
• ulaşmak (v.)
  وصل إلى
  daha fazlası ...
• yetişmek (v.)
  وصل إلى
  daha fazlası ...
• belirlemek (v.)
  وصل إلى قرار
  daha fazlası ...
• saptamak (v.)
  وصل إلى قرار
  daha fazlası ...

örneklerde

• Bunlardan biri ajan.
  وصل بلاغ لأحدهم
• Kahretsin kızım, biri Federal
  اللعنة يافتاة وصل بلاغ لأحدهم
• Rapor, mal sahibinin iddiasını bize aktarıyor.
  ذلك البلاغ وصل من المالك إلينا فقط
• Bayan Hubbard 1 :1 5'te kompartımanında bir adam olduğunu söylemişti, ki bu adam, kimbilir neden, bir düğmesini düşürmüştü.
  الساعه الواحده و الربع وصل بلاغ من الآنسه هوبارد بأنه كان هناك رجلا فى غرفتها و الذى لأسباب لم يمكننى تخمينها إنفصل منه زر من الستره